Değerli Çalışanlarımız,
Ders çıkarılması gereken bilindik bir anlatıdır.
“Bir adam kendi parasını kendisine harcıyorsa iki şeye bakar. Fiyatına ve kalitesine…
Bir adam başkasının parasını kendisine harcıyorsa sadece kalitesine bakar.
Bir adam kendi parasını birileri için harcıyorsa sadece fiyatına bakar.
Birileri başkasının parasını başkaları için harcıyorsa ne fiyatına bakar ne de kalitesine”
Bizler kamunun yani vatandaşın parası ile kaliteli hizmet üretmekle sorumluyuz. Bunu yaparken sanki kendi paramızı harcıyormuş gibi davranmalıyız.
Ve ne olursanız olun, hangi makamda bulunursanız bulunun, işinizi dünya kalitesinde yapmanız gerekiyor.
Biz başkanlar seçimle gelir, günü geldiğinde bu makamlardan gideriz.
Ama sizler emekli olana kadar bu kurumda olacaksınız.
Bu şehir daha iyi bir şehir olacaksa sizin sayenizde olacak.
İdeolojik körlükle hareket eden, aidiyet ve toplumsal sorumluluk hissetmeyen, rüşvet yiyen, hayattaki tek hedefi “maaşım artsın ama ben işimi kaliteli yapmamayım” diyen insanlardan olmayınız. Lütfen çok iyi ve kaliteli insanlar olunuz. Bu şehirde yaşanan sorunların sorumluluğunu üzerinizde hissediniz.
Martin Luter King’in biz sözü var,
“Sizden sokakları süpürmeniz isteniyorsa Beethoven’ın beste yaptığı gibi süpürün, Shakespeare’ın şiir yazdığı gibi süpürün ve Michelangelo’nın resim yaptığı gibi süpürün. Öyle bir süpürün ki uçan ve yürüyen her şey dursun burada dünyanın en iyi çöpçüsü çalışıyor desin.”